30 Temmuz 2012 Pazartesi

Laf Salatası'ndan Kitap Çekilişi :)

   Ankara'dan, diğer günlere göre çok da sıcak olmayan bir pazartesiden merhabalar :)
 Şu sıralar hiçbir şey yapmıyorum ve post hazırlamıyorum ama güzel bir kitap çekilişi haberim var :) Her ne kadar katıldığım hiçbir çekilişi kazanamamış olsam da yine de şansımızı deneyelim, değil mi?


  Sevgili Laf Salatası, ilk çekilişinde 3 güzel kitap veriyor.
Siminya - Kız Kısmı
Zerrin Koç - Islak Kentin İnsanları
Jean Ryhs - Günaydın Geceyarısı

  Bir de kenarda görülen mavi not defteriyle, paketin içinde minik bir sürpriz :)
Katılım 10 Ağustos'a kadar, katılmak için buraya buyurun :)


Bir de paylaşmak istediğim bir kare :)


Kimler böyle bakalım? 

 Sevgiler...

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Kitap Cumhuriyetim'den Çekiliş :)))

Kitap Cumhuriyetim, çok güzel iki kitap ve bozuk paralarımızı biriktirim kitap alalım diye bir kumbara veriyor çekilişinde :) 14 Ağustosa kadar çekiliş katılım tarihi. Katılmak için buradan buyurun :)

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Kitap Aralıklarım :)

  Sevgili Kitap Bahçesi bir postunda kızına aldığı bikininin etiketini aralık olarak kullandığını yazıp, o güzel külah şeklindeki etiketleri de paylaşmıştı. Ben de elbise şeklindekilere sahip olduğumu söyleyince bir post hazırlamamı rica etti. Ama şöyle ki, aradıklarımı bulamadım. Sadece bir tane elbise şeklinde kalmış, sanırım arkadaşlarıma dağıttım diğerlerini... O yüzden diğer kitap aradıklarımı da göstermek istiyorum. Çoğunu ben yaptım ve üstelik yapımları da çok kolay :)


   Bu sevimli ayıcık eski bir defterimin kapağıydı. Defter bittiğinde atmaya kıyamadım, aklıma da böyle bir şey gelince hemen uyguladım :)


  Bu fotoğrafta üstte gördüğünüz bir düğün davetiyesi, kesip kırpmadan kullanıyorum, ilk haliyle... Ama boyutu biraz büyük olduğu için daha büyük kitaplarda kullanıyorum. Kenarlarının zedelenmesini istemiyorum çünkü... Diğerleri de kardeşimin odasına yapıştırdığımız bordürden artanların değerlendirilmesiyle oluştu, çok sevimliler bence :) :)


  İşte elbiseli olan aralık. Bütün kitaplarımın içine baktım neredeyse ama diğerlerini bulamadım, sanırım arkadaşlarıma vermişim... Yanındaki beyaz tüllü olan ve onun altındaki çiçekli olan yine düğün davetiyesi :) Çiçekli olanı boyadım, kendinden desenliydi ama böyle daha güzel oldu :) Sweet Bears da yine bir defter kapağından :)

  Bu fotoğrafta da ilki düğün davetiyesi :) Onun altındakini yardım için almıştım. Nazar boncuklu olan yine bir defter kapağı, en sondaki de bildiğimiz fotoğraf filmi negatifi :) Çok kullanışlılar bence, burada küpe bile yapmıştım ben :)

Sevgiler :)

20 Temmuz 2012 Cuma

Oje Tepsisi :) (O nedir ki?)

  Geçenlerde aldığımız pişmaniyenin kutusu çok hoşuma gitmişti, bildiğiniz normal, her hangi bir özelliği olmayan kutuydu. Ama seviyorum ya kutuları, aldım bir köşeye koydum.
  Sonra dolabımı düzeltirken de içine ojelerimi koysam, alması daha rahat olur diye düşünmüştüm. Koydum ve gerçekten de daha  iyi oldu benim için. Dümdüz durmasın diye de her zamanki, kurtarıcım olan yapışkanlı folyoyu kullandım. Deseni çok hoşuma gitmişti, gerçekten de güzel oldu kutuda da :)








  Bir de geçenlerde internette gördüğüm mantar tıpalardan yapılan eşyalar vardı, aradım taradım baktım bizim evde de varmış biraz :) sonra onları güzelce olmasa da ortadan ikiye böldüm. Aslında oje tepsisinin etrafına silikonla yapıştıracaktım ama sonra vazgeçtim. Bişey Yaparım Ben Bunla Ki kutusuna koydum :)


Sevgiler...


Bu arada Ramazan Ayı hepimiz için hayırlara vesile olsun inşallah :)

17 Temmuz 2012 Salı

Yeni Ciciler ve Diğer Şeyler :)

Merhabalar :) Bu postta bir kaç gündür yaptıklarımı/aldıklarımı anlatacağım :)

  İki günlüğüne diye gittiğimiz Bolu'da bol bol fotoğraf çekinip, birazcık alışveriş yaptık :)
İşte manzaradan bir kare:


Ve mangal yakmaya çalışan benden bir kare:


  Alışveriş yaparken bir kaç tane de oje aldım , işte ojelerim :)


Parmaklarımda duruşunu da çektim. Ama üşengeçliğimden altındaki siyah ojeyi çıkarmadım, iki kat oje sür, sonra onları çıkar... Çok üşengecim :) Siyah oje iki gündür tırnağımda olduğu için kenarları bozulmaya başladı, kusura bakmayın lütfen :) Yeşil, açık mavi, her ne kadar belli olmasa da mor, pembe, lila, bir de sürmediğim simli iki oje var. İşaret parmağımın tırnağı da nazardan kırıldı. Takma tırnak zannediyorlar bazen tırnaklarımı :) Değil vallahi, kendi tırnaklarım :)




Ankara'ya geldikten sonra kitapçılarda dolaşalım diye düşünmüştüm, çıktık kardeşimle evden, para çekmek için atmye gittik ama ben şifremi unuttum! Üstelik de kartım atmnin içinde kaldı :((((( Para çekemedim, istediğim gibi alışveriş yapamadım, sinirimden dudağım uçukladı, neredeyse iki katı büyüklüğünde :((  Bütün bunlara rağmen yine de iki kitap aldım. Deeanne Gist'in bende olmayan diğer iki kitabı. Aslında hiç aklımda yoktu ama birden karşıma çıkınca aldım hemen :) İşte kitaplarım :

Yine tarihi aşk romanı :)


Yaralı Bir Kalbin Derinliklerinde: Bu kitap Essie'nin yarım kalmış hikayesinin devamı. Kadının günahını almışım burada yazdığım tanıtımda. Ama bilmiyordum ki, ne yapayım? Neyse Essie'nin maceraları devam edecek, okurken çok eğlenmiştim, bu kitap da çok eğlenceli olacak eminim... Ve umarım Essie aradığı aşkı ve eşi bulacak :)

Saklı Öpücük: Yazarın son kitabı... Tarihi aşk yine, bakalım bu kitap nasıl olacak? Karakterler arası diyalogları çok beğeniyorum ben Gist'in kitaplarında.

Kahvem de görüldüğü gibi baş köşede, her zaman :) La Sonsuzluk Hecesi'ni okuyamadım bir türlü. İki gün diye gittiğimiz gezi uzadı ve ben kitabımı yanıma almadığım için çook pişman oldum. En kısa zamandan okuyup yorumlayacağım :)
Sevgiler...

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Kalbimin Sahibisin - Deeanne Gist




   Arka kapak yazısı:
İster bisiklete biniyor, ister yılan yakalıyor ya da tırabzanlardan kayıyor olsun, Essie Spreckelmeyer, kasabanın (ve annesinin) kendisinden beklediği ideal kadın rolüne bir türlü uyamıyor. Onun doğallık ve neşesine hayran kalacak adam da sıra dışı olmalı ya da en azından kendisine düşkün babası öyle düşünüyor.

Fakat ne yazık ki o tip bir adamın yolu Teksas'ın Corsicana Kasabası'na hiç düşmüyor.
1894'te Essie otuz yaşına girer ve Tanrı'nın kendisine bir koca göndermekten daha önemli işleri olduğuna karar verir. Eğer bir koca istiyorsa ipleri eline alıp onu kendisi bulmalıdır. Böylece kasabadaki koca adaylarının isimlerini kâğıtlara yazar, gözlerini kapatır, parmağını döndürür... Ve birini seçer.

"Okurlar, tutkular alevlendikçe, sınırlar aşıldıkça ve sırlar açığa çıktıkça nefeslerini tutacak. 'Kalbimin Sahibisin'in müthiş bir konusu var. Essie'nin espri anlayışından payını alan aşk ve kabul görme maceralarında sürüklenirken, sayfaları nasıl çevirdiğinizi fark etmeyeceksiniz bile. Herkes bu kitaba bayılacak."-Romantic Times-

"Gist, aşk ve arzuların umutsuzlukla birleşiminde billurlaşan gerçekleri pek çok açıdan cesurca işaret ediyor."-Relz Reviews-

"Kalbimin Sahibisin kalplerinizi ısıtacak ve ruhunuzu okşayacak; en seçici okura bile esin kaynağı olacak."-Love Romances-


  Deeanne Gist'in kalemini sevdim bu okuduğum ikinci kitabı ve gerçekten kalemi güzel. Ama bu kitabın sonunu beğenmedim. Şimdi kızımız 30 yaşına gelmiş, evde kalmış, kendince bir liste hazırlayıp uygun eşi bulmaya çalışıyor. Sonra istediği adam olmuyor, bu arada hep hayalini kurduğu bir kovboyla tanışıyor ve flört etmeye başlıyorlar, annesinin söyledikleri yüzünden Essie işin ileri boyutlara ulaşmasına da izin veriyor ki sonra olan oluyor.
  Essie'nin kovboyla tanıştığı sıralar "Hayır ya, kovboy olmasın!" demiştim, içime sinmemişti yakınlaşmaları, anlaşılan yazarın içine hiç kimse sinmemiş olacak ki Essie evlenmedi kimseyle.

  Kitabın finalinden alıntı:

   Tanrım
Özenli bir el yazısıyla yazıyordu.
   Avantajlar

Beni asla terk etmeyecek
Hiçbir şey beni onun sevgisinden ayıramaz
Günahlarımı üstüne aldı
Beni affetti
Karanlığımı aydınlığa çevirdi
Yaptığım her şeyi umursuyor,hatta başımda kaç tel saç olduğunu bile biliyor
   Dezavantajlar
Peynirinden bir parça aldı, sonra kalemin ucuyla dudaklarına vurdu.
Onu göremiyorum, Onu duyamıyorum, Onu fiziksel bedenimde duyamıyorum.

...gibi.

  Demek istediğim, bir kadının tek başına bir hayatı olabileceğine inansam da, sevgi ya da aşk bağıyla kurulmuş birlikteliklerin varlığını tercih ediyorum kitap okurken. Yani Essie'nin tek başına kalmasının, bütün hayatı boyunca hayal ettiği eşine, evine, çocuklarına kavuşamamasının nedeni nedir? Benim kitapla ilgili beğenmediğim tek şey bu. Çevirisi de çok güzeldi. eğer "Sonu benim için problem değil!" diyorsanız mutlaka okuyun çünkü çok güzel ifadeler, duygu anlatımları var. Hatta ağladım bir kaç kez.

Yazar ile ilgili ufak bilgileri burada yazmıştım :) Diğer kitapları nasıl olacak merak ediyorum, bakalım :)

Sevgiler...

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Yeni Kitaplar ve Özge'ce Şeyler :)

 Herkese merhabalar :)
Geçen gün bir fırsat bulup aldığım kitaplarımdan bahsedeceğim birazcık :)
Kalbimin Sahibisin, Deeanne Gist'in yazdığı ve okuyacağım ikinci kitap. Raflara bakarken tam önüme düştü yani :) Yazarın tarzını sevdiğim için hemen aldım :)
Vahşi Adalet, deli gibi korkuyorum her şeyden ama iyi bir gerilim romanına da hayır diyemiyorum. Kitapla ilgili yorumları okumuştum o yüzden aldım onu da :)
La Sonsuzluk Hecesi, Adem ile Havva'dan başlıyor ve devam ediyor. Açıkçası uzun süredir istediğim ama bir türlü fırsat bulup alamadığım bir kitaptı. Sadece kitap değil de yazar olarak da düşünürsek bütün eserlerini okuma istiyorum. Çok çok mükemmel bir dili, anlatımı var Nazan Bekiroğlu'nun, okuyacağım ve tanıtımını yapacağım günler için sabırsızlanıyorum. Ayrıca da beni Nazan Bekiroğlu'yla tanıştırdığı için Demet Abla'ma kocamannnn teşekkür ediyorum :)
Güle Güle, arka kapak yazısını beğenerek aldım. Eğlenceli bir kitaba benziyor, bakacağız :)


Gelelim kitaplarıma ve okurken yapmayı sevdiğim şeylere:

 Kitaplarıma adımı yazmak vazgeçilmez benim için. Çok ama çok sevdiğim hatta takıntılı olduğum bir konu neredeyse. Eve gelir gelmez ismimi yazar öyle koyarım yerlerine :) Bir de kimseye veremem öyle kolay kolay çünkü çok değerliler benim için, yıpranmalarını istemiyorum hele ki yapraklarının kopması ciddi üzüntü veriyor bana.



Bazı yayın evleri kitapların kapağında her kitaba özel koparılabilen kitap aralıkları tasarlıyor. Öyle bir kitap aldığımda bayılıyorum. Nedeni ne tam olarak anlayamıyorum ama kitabım bittiğinde aralığı ilk sayfaya koyup dolaba kaldırmak çok keyif veriyor bana, hatta çocuklar gibi seviniyorum bile diyebilirim :)



Kitap okurken yapmaktan hoşlandığım şeylerden biri kahve içmek. Kahve benim vazgeçilmezim, gün içinde mutlaka içerim sütlü ve şekerli kahve ama yanında kitap da varsa soyulmuyor gerçekten :)

Okurken not almayı da çok seviyorum mesela. Bazı arkadaşlarım elimde kalemi görünce bakıyorlar bana 'Ne yapıyorsun sen?' der gibi ama seviyorum ben. Ama kitabın üzerine yazmıyorum, post-it kullanıyorum genelde.
Peki siz neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz okurken?






Sevgiler :)
Bu arada hepimizin Berat Kandili mübarek olsun :)

3 Temmuz 2012 Salı

Günahkar - Tess Gerritsen



   Kitabın arka kapak yazısı yok, yapılan yorumlar var.

Tüyler ürpertici Doktor Gerritsen’in morguna hoş geldiniz.
Publishers Weekly

Cinsellikten doğan suçluluk duygusuyla harmanlanmış görkemli cinayetler.
Kirkus

Son derece heyecan verici. Bu kitabı elinizden bırakamıyacaksınız.
Mo Hayder

Vurucu cümleler eşliğinde yürek hoplatan bir gerilim. Gerritsen her yeni romanında, işinde daha da ustalaştığını kanıtlıyor.
The Drood Review

Gerritsen, insan ruhunun derinliklerinde saklanan gizleri gün ışığına çıkartmayı başaran hayal gücüyle, Edgar Allen Poe ile H.P. Lovecraft arası ilgi çekici tarzıyla ses getiriyor.
Chicago Tribune

Gerritsen’den tuhaf bir şekilde insanı içine çeken, korkutucu ve gerilim yüklü bir roman daha.”
Booklist

Gizemler ardına saklanmış, korkutucu ve çekişmeli bir mücadele.
Kirkus

Tess Gerritsen, zihninin karanlık kuytularında gezinen tüyler ürpertici ve kafa karıştıran cinayet kurgularını, Günahkar adlı romanında ustaca kaleme almış. Dünya döndükçe son bulmayacak olan iyi ve kötü arasındaki savaşı, ustaca şekillendirdiği karakterleriyle sahneye koyan Gerritsen korkuyu, son derece başarılı bir gerilim romanı olan Günahkar ile okuyucuların kalbine salıyor.


   Kitabın arka kapak yorumları böyle ama ''cinsellikten doğan suçluluk duygusu...'' yorumu sizi yanıltmasın çünkü kitabın içinde öyle bir şey yok. Evet bu konuyla ilgili ciddi bir suç var ama ana konu o değil. Sanırım o yorumu yanlış yazmışlar. Gerçekten çok iyi gerilim sahneleri vardı, ben zaten hemen hemen her şeyden korkarım bir de gece gece okuyunca hava aydınlanmadan uyuyamadım :) Gerilim sahnelerinin yanında çok duygusal sahnelerde vardı ve yazar gerçekten insan davranışlarını çok iyi bir şekilde ortaya koymuş. Kitabın başında çok hızlı okuyamadım açıkçası, sayfalar ilerledikçe daha çok içine çekti roman beni. Yani o başlangıçtaki otopsi sahneleri beni heyecanlandırıp ''Ne olacak acaba?'' dedirtmedi, daha çok olay yerlerinde böyle hissettim. kitabın sonunda olayları güzel bağlamıştı onu sevdim. Tavsiyem mümkünse kitabı gece okumayın, hele hele karanlıktan korkuyorsanız hiç okumayın :)

   İşte yazar ve diğer kitapları:

Cerrah - 2001,
Çırak - 2002,
Günahkar - 2003,
İkiz Bedenler - 2004,
Siliniş - 2005,
Mefisto Kulübü - 2006,
Ruh koleksiyoncusu - 2008,
Büyük Takip - 1987,
Bıçak Sırtı - 1990,
Asla Arkana Bakma - 1992,
Hasat - 1996,
Gece Nöbeti - 1997,
Kan Gölü - 1998,
Yörünge - 1999,
Kemik Bahçesi - 2007,
Aşkın Şehveti - 1991,
Gece Yarısı Katili - 2005,
  Bunlar yazarın Türkçe'ye çevrilmiş kitapları, daha bir çok kitabı var ve gerilim türünde yazıyor. Dahiliye doktoruymuş, zaten kitaplarını okuduğunuzda fark edeceğiniz bir çok tıbbi terim var, ama yazmaya konsantre olmak için doktorluk yapmayı bırakmış.
 

Sevgiler,
İyi günler :)

1 Temmuz 2012 Pazar

Umutsuz Aşkın Gözyaşları - Deeanne Gist

   Arka kapak yazısı:

   İngiltere’den gelen gemi, Virginia Kolonisi’ndeki çiftçiler için iyi haber demekti. İşledikleri suçlar nedeniyle sürgün edilen kadınlar, tarlalardan toplanan bir balya tütün karşılığında bekâr erkeklere eş olarak satılıyordu.
Drew O’Conner, bir gemi dolusu kadının geldiğini duyduğunda hiç heyecanlanmadı. Âşık olduğu kadını kaybetmenin verdiği kalp kırıklığıyla, sadece evin işini yapacak ve küçük kardeşiyle ilgilenecek bir hizmetçi arıyordu ama arayışı isteksizce yaptığı bir evlilikle sonuçlandı.
Amerika’ya zorla getirildiğini ve aslında bir Leydi olduğunu iddia eden dik başlı, zeki, namusuna düşkün ama inanılmaz derecede baştan çıkartıcı Constance için de bu evlilik sadece bir formaliteydi. Bir an önce ülkesine dönmekten başka bir şey düşünmüyor; üstelik yemek yapma konusunda fikri olmadığı gibi, zamanının çoğunu da ev işleri yerine matematik bulmacalarına harcıyordu. Nasıl bir kadındı bu böyle? Drew’un hoşgörüsü ciddi bir sınavla sınanmak üzereydi…
Deeanne Gist’in akıcı ve duygu yüklü üslubu, sayfaları birbiri ardına çevirmenizi sağlayacak ve kitabın bitmesini hiç istemeyeceksiniz…


   Çok eğlenceli bir kitaptı, çok beğendim. Çok akıcı bir dili vardı hemen bitti, okuma hızımın da maşallahı var olduğu için kısa sürdü :) Constance'in kolonilerde yaşamaya alışması ve orayı oradan ayrılamayacak kadar sevmesi çok güzeldi, bir de finalde Constance'in babasıyla Drew'in bir sahnesi var bayıldım, ama söylemeyeyim sürpriz olsun :) Drew ve Constance'in birbirlerine aşık olması beklenen bir şey ama Constance ''Aman Tanrım! Aşık oluyorum!'' gibi bir şey söylediğinde çok gülmüştüm. Kitapla ilgili tek şikayetim çeviri ve sayfa düzenlemeleri. Üçüncü tekil kullanılmış ama geçişlerde bir işaret yok, dikkat etmeseniz anlamayacaksınız kimin hakkında yazdığını. Sonuç olarak beğendiğim, zevkle okuduğum bir kitaptı. Tarihi aşk romanı sevenlere tavsiye ediyorum :)

   Yazar hakkında:
  4 kitabı var:
Umutsuz Aşkın Gözyaşları,
Kalbimin Sahibisin,
Yaralı Bir Kalbin Derinliklerinde,
Saklı Öpücük.

   Bu da kendisi:


Geç de olsa iyi pazarlar,
Sevgiler...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...